Barışı bozan haindir ve siyaset çirkinleşiyor mu?

0

BEĞENDİM

0

Geçtiğimiz haftalarda Urla’da, daha sonra Ege ve Marmara bölgesinin değişik ilçelerinde, dün de Fethiye’de HDP’nin seçim bürolarına yönelik saldırılar yapıldı, tabelalar indirildi.

Şimdi de bölgemizde benzeri provokasyonların tezgâhlandığına ilişkin duyumlar alıyoruz.

Bölgemizde barışı bozmak isteyen zati muhteremlere birkaç çift sözüm olacak.

Sen 5-20 kişiyle veya daha kalabalık bir grupla HDP’nin seçim bürosunu basacak, bayrağını veya tabelasını indireceksin. O zaman memleketi kurtarmış mı olacaksın?

Sen Amerika mısın be kardeşim, sen neyin peşindesin?

O kadar yiğitsen Doğu veya Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ne git, oralarda HDP’ye seçim bürosu açtırma.

Seçim bürolarını açtırmamak için mücadele ettiğin o insanların tümünü PKK’lı veya potkansiyel bölücü olarak göremezsin. Onların içinde de PKK’ya karşı olan, ataları Çanakkale Şehitliği’nde yatan nice insan var.

Onların içinde PKK teröründen kaçıp İzmir’e, Ege’ye kardeşçe yaşamaya gelenler var. Terör korkusunya doğduğu, doyduğu toprakları terk eden nice aile var.

İyi düşün. Sen seçim bürosu açanlara kızıyorsun ama onlar içinde de en az senin kadar ülkesini seven insanlar bulunuyor. Sevmemiş olsalar, Ege’de seçim bürosu açıp siyaset yapmaya soyunmaz, gidip Cudi’de silaha sarılırlar.

Onların içinde de memleketini, insanları, dinini, tabiatını en az senin kadar seven insanlar olduğunu asla unutma.

İlla da kızmak istiyorsan, kızacağın tek adres vardır. Ülkemizi etnik ayrılıklarla bölmeye çalışan ABD ve Batı…

Seçim öncesinde bu provokasyonların arkasında da ABD ve Batı yoksa veya ortalığı gerilimden kendisine pay çıkarmaya çalışan siyaset karıştırmıyorsa ben hiçbir şey bilmiyorum.

Belki de HDP tabelalarını asanlar içinde, Batı’da seçim kazanma şansları hiç olmadığı halde HDP örgütlenmesini körükleyenler içinde de HDP tabelalarını indirmeye çalışanlar içinde de ajan provokatörler bulunuyor.

Bunları geçmişte yaşamadık mı?

Aynı silahla bir gün önce sağcı gençlerin, bir gün sonra solcu gençlerin öldürüldüğü 1980 öncesindeki acı günleri görmedik mi?

Bu konuda 02 Aralık 2006 Cumartesi günü “Birlikte yürüdük’ başlıklı bir yazı yazmış ve toplumu galeyana getirmek isteyenlere karşı herkesin dikkatini çekmiştim. Gerilimden endişe duyanlar lütfen,

https://www.seferihisar.com/yazar-32-birlikte_yuruduk.html

lingine girerek o yazıyı bir kez daha okusunlar.

Radikal yazarı İsmail Saymaz’ın yazdığı bir kitap var. Adı ‘Sözde Terörist’. Bu kitabın 225 ile 247 sayfalarında o yıllarda Ürkmez’de yaşanan olaylara yer vermiş İsmail Saymaz Hocam…

Bu kitabı mutlaka okuyun..

SİYASET ÇİRKİNLEŞTİRİLİYOR MU

AKP adayı Hamit Nişancı, birkaç kez, “Bizler seçimi barış içerisinde götürmek istiyoruz, benim ağzımdan çıkmayan hiçbir cümleye inanmayın” demiş, 5 parti adayı ile birlikte centilmenlik anlaşmasına imza atmıştı.

Ama icraatları ve açıklamaları ile hiç de o centilmenlik anlaşmasına bağlı kalmıyor. Bir başka partinin adayını, CHP Belediye Başkan adayı ve Belediye Başkanı Tunç Soyer’i, eşinin başkanlığını yürüttüğü Hıdırlık Kalkınma Kooperatifi üzerinden vurmaya kalkıyor. Sefertası ve seferipazar’ı ima ederek, “Hanımefendi ticaret yapıyor…..” diyor.

Sayın Nişancı, lütfen ağzınızdan çıkacak cümleleri önce tartın ve kendinizi gülünç duruma düşürecek ifadelerden kaçının. Siyasi kazanç için yıpratmaya çalıştığınız seferipazar projesi, başkanı AKP’li olan Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından örnek proje olarak ödüllendirildi.

En büyük ödülü de TBMM’de Meclis Başkanı ve partinizin şu anki İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adayı Binali Yıldırım verdi.

Şimdi adama sormazlar mı, “Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu” diye.

“Benim ağzımdan çıkmayan sözlere inanmayın” demiştiniz ama bizzat bu ifadeler sizin ağzınızdan çıktı.

Ne diyelim şimdi. “İnsan 27’sinde ne ise 41’inde de odur mu” diyelim. Yoksa bu gelişmeye, “AKP’nin Seferihisar’da seçimi kaybedeceği iyice ortaya çıktığı için salvolar başladı” diye mi yorumlayalım?

Ama sonuç ne olursa olsun 30 Mart tarihinden sonra da insanlar her cadde ve sokaklarda birbirleriyle karşılayacakları gibi siz siyasetçilerde birbirinizle karşılaşacaksınız…

Lütfen siyaseti aile düzeyine veya dizaltına indirgemeyiniz…