07 Aralık 2024, Cumartesi Yeni Haber
Haber Girişi : 15.05.2008

Benim Ana Tarafım Yörük Baba Giritli Ya Siz?

Dağdan geldi adam oldu.

Köyden geldi adam oldu.

Biz onun keçi güttüğü günleri biliriz.

Biz onun bulaşık yıkadığı günleri biliriz.

Biz onun Seferihisar’a geldiğinde ayağında ayakkabısı olmadığını biliriz.

İlk geldiğinde onun karnını ben doyurmuştum.

İlk geldiğinde, ona Seferihisar’da ben sahip çıkmış bir de kefil olmuştum.

Siz bilmezsiniz? Ben onun çocukluğunu bilirim. Çoook para verdim de aylarca geriye ödeyememişti…

Seferihisar kıraathanelerinde bu konuşmaların birçok kişi tarafından her gün yapıldığı bilinir.

Son yılların modası ise "Nerelisin?”

Ben ilk askerde duymuştum "Nerelisin” sözcüğünü. Ve ilk duyduğumda da şimdi olduğu gibi ilgiyle cevaplamıştım…

Çünkü benim için insanların Türkiyeli olması önemliydi. 9 km uzaktan gelmeme karşın Seferihisar’dan evlenmeme dikkat çeken bazı dostlarımız hala bana "Enişte” demeleri benim 30
yıldan beri Seferihisarlı olamamamın bir göstergesi olabilir mi acaba?..

Bir zamanlar Seferihisar’da ağa oğlu olan, bir evin bir oğlu büyüyen gençler vardı. Babaları bu gençleri "Bir oğlum var bakamıyacam mı?” düşüncesi ile
elbebek gül bebek büyüttü.

Dönemin gençleri şimdinin bireyleri ve sağlarsa babaları acaba Seferihisarlı olmayan ama Seferihisar’da büyük işler yapan insanları gördüklerinde ne kadar büyük hata yapıldıklarını düşünüp geçmişin muhasebesini yapıyorlar mıdır sizce?

Belki birçok Seferihisarlı biliyordur ama bilmeyenlere ben birkaç şey aktarayım:

Şu anda zeytin dağlarının dörtte üçü Seferihisarlıların değil.

Mandalina bahçelerinin ise dörtte ikisinden fazlası Seferihisarlıların değil.

O yıllarda sözü olduğun da O Seferihisarlı "Ben hem anadan hem de babadan Seferihisarlıyım” cümlesini kullanırken bir yandan da oturduğu sandalyenin yanına ikincisini ayakları için, üçüncüsünü de ellerini koymak için çekiyorlardı…

Daha sonraki yıllarda o Seferihisarlı’nın kahvede otururken "Bak ben has ve has Seferihisarlıyım…” deyip kaşlarını çattığı da olmuştu…

İç Anadolu veya Güneydoğu bölgelerinden evine üç kuruşluk nafaka sağlamak amacıyla Seferihisar’a çalışmaya gelen bir garibin üzerine "Ulan bak biz Seferihisarlıyız… Seni…..” deyip üzerine giden kalabalık gurubun içinde o Seferihisarlı da vardı.

Ancak o Seferihisarlı düşünememişti ki bir gün gelecek her politikacı gibi o da aday olacağı makama seçilebilmek için o partili bu partili demeden bir oy
alabilmek uğruna "Kim olursan ol ve nereli olursan ol yeter ki bana bir oyunu ver” deyip ona kucak açacaktı…

O Seferihisarlı’nın, Seferihisar da doğmadığı için Seferihisarlı olamayan o yılların garibinin bu gün iş adamı olduğunda bir zamanlar birlikte üzerine yürüyüp "Bak biz Seferihisarlıyız haaa…” deyip kaşlarını çattığı grubun diğer üyeleri, üzerine yürüdükleri o yabancının yanında yer almalarını yan gözle izlediğini görür gibiyim…

Yine o Seferihisarlı o günlerde düşünememişti ki, ülkemizin neresinden gelirse gelsin o yabandan gelen kişi ailesine nafaka sağlayabilmek için memleketini terk edip gurbet ellere gelmişti, memleketindeki köylüsünü, komşusunu, ailesini terk edip.

Belki sevdiği kızı vermedikleri için memleketini terk etmişti.
Her nedenle gelirse gelsin o Seferihisarlı, Seferihisar’a gelen yabancının gurbet ellerde iş adamı olabileceğini nereden bilebilirdi ki…

O bilemezdi çünkü o ağa oğluydu, çünkü onun ailesi hayli genişti.

Çünkü onu annesi babası elbebek gülbebek yetiştirmişti ve onun için ‘Okumazsa okumasın, O’na bakacak malım da var param da var diyordu’ babası…

İşte böyle…

Benim ana tarafım Yörükgillerden baba tarafım Giritligillerden. Ya siz?

Yorum