07 Aralık 2024, Cumartesi Yeni Haber
Haber Girişi : 26.01.2012

Bir kurum yok olma noktasında...

70 YILLIK ‘ÇİFTÇİ MALLARINI KORUMA BAŞKANLIĞI’ YOK OLMA NOKTASINA GETİRİLDİ

Nasıl ki trafikte her kural acı bir tecrübenin ardından konuluyor, toplumsal yaşamı düzenleyen kural ve kurumlar da birtakım deneyimlerin getirdiği zorunluluk sonucunda oluşturuluyor.
İkinci Dünya Savaşı yıllarında ülkemizde yaşanan kıtlık ve yoksulluk, tarım alanlarında soyguna, hırsızlığa yol açınca 10.07.1941 tarihinde 4081 sayılı kanunla Çiftçi Mallarını Koruma Başkanlığıkurulmuş.
Yetmiş yıldan bu yana da varlığını sürdüren bu kurumun amiri, her ne kadar kaymakamlık ve kaymakamlığa bağlı tarım ilçe müdürlüğü olsa da işleyişi Belediye Encümeni tarafından belirlenen isimler sürdürüyordu.

Halkın kısaca ‘Çiftçi Koruma’ diye bildiği bu başkanlık da bünyesindeki kır bekçileri sayesinde tarım ürünleri hırsızlığı ile mücadele ediyor, sürü hayvanlarının ekili alan ve bahçelere girmeleriyle oluşan zarar-ziyanın sorumlulardan tahsilini sağlıyordu. Çiftçiler de bu hizmetin karşılığında belirli bir ücret ödüyordu.

"du” diyoruz, çünkü geçtiğimiz yılın Mart ayında bu kurumun çalışmalarını esas alan yasada yapılan değişiklikle Çiftçi Malları Koruma Başkanlığı’nın köküne kibrit suyu döküldü.

Değişiklikte, “Kamu kuruluşları ile gerçek veya tüzel kişilere ait tarımsal işletmelerin kendi koruma tedbirlerini almaları durumunda, bu işletmelerden koruma ücreti alınmaz ve bu işletmelere koruma sandığından herhangi bir tazminat ödenmez” ifadelerine yer verildi.

Yani, başkanlığa dilekçe vererek, "Mandalina bahçemi veya zeytinliğimi kendim koruyacağım” diyen çiftçi, yıllık ödenen kır bekçisi parasından kurtuldu. Kurumun gelirleri azalınca da Seferihisar’da

daha önce 8 olan koruma görevlisi sayısı 8’den 6’ya düştü. Onlara da zaten aylıkları doğru dürüst ödenemiyor. Yakında bir tek çalışan bile kalmayacak, kapısına kilit vurulacak.

Türkiye’nin diğer ilçelerini bilemem ama bu kurum Seferihisar’a hayati derecede gerekli. İlçemizin her tarafını kaplayan mandalina bahçelerinin veya dağlık bölgelerdeki zeytinliklerin korunması için kır bekçiliğinin sürmesi, hatta sayılarının artırılması gerekiyor.

Polis veya jandarma, tarım alanlarını koruyamaz. Çünkü ilçede birkaç yıl çalıştıktan sonra başka bir yere atanıyorlar. Yeni gelenler de araziyi, bölgeyi tanıyıncaya kadar yeni bir yere atanma dönemleri geliyor. Bu görevlilerin dağ, ova yollarının, patikaların nereden geçtiğini, hangi zeytinliğin kime ait olduğunu bilmeleri de mümkün değil.

Yine zeytinliklerde odun yapmak için ağaçları kesenleri, kır bekçileri dışındaki güvenlik görevlileriyle takip etmek de çok zor.

Ayrıca, Çiftçi Mallarını Koruma Kurumu, sadece çiftçilerin mallarını korunmakla kalmıyor, belediye işbirliğinde bu yolların onarım ve bakımının yapılmasını da onlar sağlıyor.

Gelinen noktada Çiftçi Mallarını Koruma Başkanlığı’nın aktif bir şekilde çalışmasında ana görev belediyeye düşmektedir. Belediye, geçmiş yıllardaki uygulamaları dikkate alarak ve geriye dönük inceleme yaparak bu kurumu yeniden işler hale getirmelidir. Kaymakamlık ve ilçe tarım müdürlüğü de konunun takipçisi olmalıdır.

Tamam, kararı Ankara almış. Enine boyuna düşünmeden değişiklik yapılmış. Ancak burada, ‘Ankara böyle istedi, bizim yapacak bir şeyimiz yok’ denilemez. Çünkü yasa değişikliği, kurumun varlığını tamamen ortadan kaldırmıyor, mali kaynaklarını kurutarak kendi kendini ‘lav’ etmesi noktasına getiriyor.
Ama hala yaşama şansı var. Bu da belediye-halk bütünleşmesi ile sağlanabilir. Ama belediye bu bütünleşmeye öncülük edebilir mi orasını bilemem.

mustafa@seferihisar.com

Yorum