Bitcoin’in Trump zaferiyle birlikte bu denli yükselmesinin bir sebebi de Cumhuriyetçilerin Amerikan Kongresi’nde çoğunluğu elde etmesi. Bilindiği üzere Kongre, ABD Başkanı’nın yasama ile ilgili kararlarını veto edebilme yetkisine sahip. Seçimlerden önce Trump, kripto paralara yönelik birçok vaat vermişti. Trump, ABD halkına Bitcoin’lerini satmamalarını tavsiye etmiş ve ABD’yi dünyanın kripto başkenti yapmayı hedeflediğini belirterek, kamu varlıklarının bir kısmının kripto varlıklarda tutulması gerektiğini dile getirmişti.Bitcoin’deki bu yükseliş, genel olarak paranın geleceğine dair son dönemde artan spekülasyonlara yeni bir boyut kattı. Ortodoks ekonomi teorisi, bir varlığın para olarak kullanılabilmesi için iki temel işlevi yerine getirebilmesi gerektiğini savunur. Bunlardan ilki, alışveriş işlemlerinde genel kabul görmesi; ikincisi ise geleceğe yönelik belirsizlikleri azaltan bir değer saklama aracı olmasıdır. Bu işlevleri yerine getirebilmesi için heterodoks iktisatçılar, devletin bunu yasayla emretmesinin yeter şart olduğunu belirtir. Ancak ortodoks ekonomistler için bu bir zorunluluk değildir.Bu noktada heterodoks iktisatçıların sıkça gündeme getirdiği Modern Para Teorisi (MMT) devreye girmektedir. MMT’yi savunan iktisatçılara göre, devlet harcamalarında bir sınır yoktur ve bütçe açıkları bir sorun teşkil etmez. Eğer bütçe açık verirse, devlet para basarak bu açıkları kapatabilir. Bu yönüyle devlete geniş bir ekonomik kontrol imkanı sunar. Kripto paralar ise bu anlayışa karşı çıkan, merkeziyetsiz yapılarıyla devlet kontrolünden bağımsız varlıklardır. Miktarları sabittir ve devletin bu miktarı genişletme çabalarına dirençlidir.Bu konuda iki farklı dünya görüşü uzun süredir karşı karşıya gelmiş durumdadır ve Modern Para Teorisi ile kripto varlıklar bu iki zıt kutupta yer almaktadır. Kripto varlıkların son dönemdeki artışı, merkeziyetsizliği savunanların ABD’de güç kazandığı şeklinde yorumlanmaktadır. Trump’ın önde gelen destekçilerinden Elon Musk’ın da bu alandaki görüşlerini hayata geçirme imkanı bulduğu düşünüldüğünde, kripto varlıkların yaygınlaşması ve kullanım önündeki engellerin yeni ABD hükümeti tarafından kısmen kaldırılması beklenebilir. Ancak yine de riskler mevcuttur. İlk olarak, Trump her ne kadar aksini iddia etse de Bitcoin, ABD dolarının rakibi konumundadır. İkinci olarak, doların uluslararası siyasette bir silah olarak kullanılması ABD için stratejik bir avantajdır. Yeni dönemde bu faktörlerin ne ölçüde değişeceğini izlemek ilginç olacaktır.