17 Aralık 2024, Salı Yeni Haber
Haber Girişi : 10.12.2024

Davet

Avustralya'da ırkçılık ve sömürgecilik üzerine

“Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür / ve bir orman gibi kardeşçesine…”    N.Hikmet             

Yıl 1983 ya da 1984. Sydney’de bir yerel seçimde Sosyalist Parti adına görevli olarak bildiri dağıtıyorum. Yağmur yağıyor, hazırlıksızım ve ıslanıyorum. Karşımda, kurdukları sergiliğin(stant) koruması altında rahatça bildiri dağıtan göçmen karşıtı ırkçılar var…

Örgütlerinin adı mı?

Neredeyse 20 bin km. uzakta ama aynı adla karşımdalar: Milliyetçi Hareket… (National Action)

1997’de ise Pauline Hanson, çok kültürlülüğü reddeden; müslüman - göçmen - aborgin karşıtı bir parti kuruyor: Tek Ulus Partisi… (One Nation Party) Popülist söylemle girdiği ilk seçimde herkesi şaşırtan bir başarıyla yüzde 8.9 oy aldı…

Ne mi dedi?

“Evime kimi davet ettiğime ben karar verebiliyorsam, ülkeme kimin geleceğinde de söz sahibi olmalıyım…” “Bu ülkeyi annesiymişim gibi tutkuyla önemsiyorum. Avustralya evim, halkı da çocuklarım…” Bu ve benzeri söylemlerle, 1998’de girdiği ilk seçimde yüzde 8.99 oy aldı…

Avustralya seçmeni ırkçı yüzünü görünce kısa sürede üye sayısı 500’ün altına düştüğü için, 2001’deki seçime bağımsız aday olarak katılmak zorunda kaldı ve ancak yüzde 1.9 oy alabildi… Oyları 2007’de yüzde 0.42’ye düşünce kendi adını da ekleyerek partiyi yeniledi: “Pauline Hanson’un Tek Ulus Partisi”…

Göçmen karşıtı söylemini Müslüman karşıtı söylemle eklemleyip kutuplaşmayı din üzerinden de körükleyince 

oylarını yeniden yükselterek, 2019 seçimlerinde yüzde 5.40’a çıkardı…

Avustralya’daki ırkçılık tarihinden ilginizi çekebilecek ilginç bir sayfa daha: 2016 yılında ömrü yine kısa olacak bir parti kurulur.

Adı mı?

“Ya Sev Ya Terk Et” amblemi de Avustralya haritası üzerinde  ‘Full’ (Dolu)

yazısı… Size bir şey anımsatıyor mu?!

Geçen yazıda belirttiğim gibi, ırkçı senatör Hanson’un son etkinliği de, Afgan kökenli kadın senatör Fatima Payman’ın senatörlüğünün düşürülmesini istemek oldu. Kendisine en büyük tepkiyi, senatör Fatima ile birlikte Aborgin kadın senatör Lidia Thorpe göstererek, elindeki kağıtları yüzüne fırlatıp ırkçılıkla suçladı ve Avustralya’da ağır bir hakaret olan parmak işareti yaptı. Bunun üzerine parlamento, “kurallara aykırı davranış gösterdiği” gerekçesiyle Aborgin senatöre ‘oturuma katılmama’ cezası verdi. İlginç olan ise senatörün katılamadığı oturumda ‘soykırım’ konusunun görüşülüyor olmasıydı. Senatör Thorpe kendisine verilen bu cezanın, “soykırım ve haksızlık konusunu gündeme getirenleri susturmak” anlamına geldiğini belirterek: “Bu sandalye sadece bana ait değil,Aborgin halkına da aittir.Topraklarımızı ve çocuklarımızı geri istiyoruz…” dedi.

Aborgin kadın senatör Thorpe,İngiltere Kralı 3. Charles’ın geçen ay Avustralya parlamentosundaki konuşması sırasında da tepki göstererek: “Sen benim kralım değilsin… Burası senin toprakların değil. Halkımıza soykırım yaptınız. Bizden çaldığınız şeyleri bize verin; kemiklerimizi, kafataslarımızı, bebeklerimizi, insanlarımızı…” diye bağırmıştı…

Son söz…

Umuyor ve  inanıyorum ki:

“Sömürgecilik ve emperyalizm yeryüzünden yok olacak ve onların yerini, milletler arasında hiçbir renk,din ve ırk ayrıcalığı gözetmeyen yeni bir uyum ve işbirliği çağı alacaktır’’ M.Kemal Atatürk 

Yorum