Göztepe’nin yaklaşık on yıldır bir futbol akademisi kurma planları yerel yönetimler, merkezi hükümet ve yerel idareciler tarafından çözümsüzlüğe doğru evriliyor. İşin tuhaf tarafı, İzmir’e 500 km uzaklıktaki bir İstanbul kulübüne ise geçtiğimiz aylarda GES yapımı ve işletmesi için İzmir’de onlarca dönüm arazinin bedavaya tahsis edildiği açıklandı. İstanbul kulübü bu işten her yıl milyon Euro’lar gelir elde edecek ve tamamen ticari bir faaliyet çerçevesinde İzmir’e sosyal, kültürel ya da ekonomik hiç bir katkısı olmayacak. Muhtemelen elde ettikleri gelirle emekliliği yaklaşmış pahalı yabancı futbolculara gidecek bu para. İzmir’li gençlere hiç bir faydası da olmayacak. Akıllara gelen ilk soru ise bu iş eğer siyaset yoluyla oluyorsa, İzmir’li siyasetçiler ne işe yarıyorlar? Maalesef güzel İzmir’imiz her alanda olduğu gibi sporda da sahipsiz bırakıldı. İzmir için çalışan bir İzmir milletvekili görmek bile imkansız. Çoğu vekilimiz İzmir’li olmadığı gibi Bornova’dan Kordon’a nasıl gidilir onu bile bilmeyecek derecede tepeden paraşütle atandı.Akademi için ortada kalan en büyük sorun arazi tahsisi sorunu olarak görünüyor. Göztepe kulübü akademide yer alacak her türlü tesis için bütçede pay ayırmış durumda. Türkiye’de spor alanında tek yabancı yatırımcı olan Sport Republic doğal olarak diğer yabancı yatırımcılara uygulanan arazi temini gibi teşviklerden yararlanmak istiyor. Her ne kadar işin maddi boyutu olsa da, bu akademinin kurulmasının İzmir’li çocuklara ve gençlere büyük faydası var. Yani İzmir halkına büyük bir dışsallık sağlayacak.Durumun dışsal ekonomiler boyutunu kısaca açıklamak gerekirse, eğer bir girişim, kendisinin yanı sıra çevresindekilere ve topluma da fayda sağlıyorsa ve bu toplumsal fayda fiyatlanamıyorsa, kamu desteği olmadan hizmetin veya malın sağlanması optimal seviyeye çıkamaz. Kamusal alanda pozitif dışsallıkların mevcut olması ise sosyal faydanın, bireysel faydayı aşması anlamına gelir ve kamusal teşviği zorunlu hale getirir. Bu akademide çocuklar ve gençler hayallerine kavuşmaları için yetiştirilecek. Spor kültürü ve sporcu kişiliği ile her türlü bilgi Avrupa perspektifinden bir eğitim düzeniyle gençlerimize sunulacak. Adeta futbolun köy enstitüsü kurulacak. İzmir’li çocuklar için bir eğitim yuvası olurken, gençler zararlı alışkanlar yerine hayatlarına sporu ikame edecek. İzmir markası daha da değerlenecek. Sosyal, kültürel ve iktisadi hayat zenginleşecek. Özetle, Göztepe’nin futbol akademisi kurma girişimi bir kaç açıdan kamusal desteği gerektiriyor. Birincisi, yukarıda bahsettiğimiz gibi toplumsal fayda ve dışsallıklar konusu. İkincisi, yabancı yatırımcılara verilen desteğin, Sport Republic’e de adil bir şekilde sağlanması. Üçüncüsü, çocuklara ve gençlere üst düzey bir eğitim ve spor tesisi kurulacak olması ve dördüncüsü ise İzmir’in marka değerinin güçlenecek olması ve ulusal ve uluslararası tanınırlılığının artacak olması.Ancak bu konuda İzmir’deki siyasilerden ciddi bir destek beklemek hayal gibi görünüyor. İzmir kamuoyunun, özellikle sanatçılar ve medyada görünür kişilerin bu meseleyi gündeme taşıması şart. İzmir halkı olarak, bu konuda haklı beklentilerimizi dile getirmeli ve bu önemli projeyi hayata geçirmek için gerekli baskıyı oluşturmalıyız.