Tüm dünyada, özellikle de ülkemizde, kariyerinin zirvesine çıktığı halde ‘daha, daha’ diyerek hırslarının esiri olan iş adamları, sanatçılar, sporcular, politikacılar, gazeteciler veya başka alanlardan insanlar vardır. Yaş itibariyle yarım asrı geçseler de yükseklere tırmanma çabalarını sürdürürler. Bir an gelir, bir şekilde de hırslarıyla birlikte tahtalıköyü boylarlar. Fatih Portakal büyük bir geleneği bozdu! Yıllardır Türkiye’nin en çok izlenen FOX TV ana haberin sunuculuğunu yapan, kurumuyla birlikte kendisinin de marka değerini sürekli artıran Fatih Portakal, ani bir kararla görevinden istifa ederek zirveyi bıraktı. Seferihisar’da evi ve mini bir çiftliği bulunan Fatih Portakal, istifa gerekçesini, "Toprakla uğraş vermek için sunuculuğu bıraktım’’ sözleriyle açıkladı. Tıpkı Mandıra Filozofu filminin başrol oyuncusu Müfit Can Saçıncı gibi… Mandıra filozofu ne diyor filimde, "Ben bu topraklarda oyalanıyorum, gel biraz da sen oyalan…” Ben bu yaşıma kadar şöhretin peşinde koşmadan, yaşamını sade bir şekilde sürdüren iki insan tanıdım. Birisi gazeteci Tevfik Tortamış, diğeri Fatih Portakal… Tevfik hocamı 30 yıldır tanırım. Dostluğumuz bugün de aynı sıcaklıkta devam eder. O, Yeni Asır Gazetesi Ege Haberler Müdürlüğü görevine getirildi ama mütevazılığını hiçbir zaman bozmadı. Makamını ve kendisine sunulan imkanları elinin tersiyle iterek pek çok kişinin can attığı müdürlük görevini bıraktı. Şimdi evinin minicik bahçesinde çiçek ve meyve ağaçları ile Kiraz’da bulunduğu zamanlarda da tavuk, keçi ve köpekleriyle mutlu oluyor. Yetmiş yaşına kadar edindiği dostlarının arasında sevimli yaratıkların da ayrı bir yeri bulunuyor. Yakından tanıdığım Fatih Portakal da yorumlarıyla zenginleştirdiği haberciliğinin zirvesindeyken ‘daha, daha’ peşinde koşanlara ders verecek bir davranışta bulundu. ‘’Toprakla uğraşacağım, çiftliğime gidiyorum’ diyerek kendi isteğiyle FOX TV ekranına veda etti. Kimilerinin, niyet okuyarak ‘’FOX TV el değiştirdiği için istifa etti’’ iddialarına sadece gülüyorum. Öyle de olsa pek çok haber sunucusunun yaptığı gibi, patronun isteğine göre karakterinden fedakârlık ederek, yutkunarak işini sürdürebilirdi. Ama onuru, karakteri buna izin vermezdi. O, hiçbir yorum yapmadan, niyet okuyucuları ile tartışmaya girmeden toprağı, mütevazı yaşamı seçti. Kendisini Seferihisarlı olarak gördüğümüz üstadımız Fatih Portakal’ı içtenlikle kutluyor ve emekliliğinde ailesiyle birlikte sağlıklı ve mutlu yaşamlar temenni ediyoruz… Toprağı bereketli olsun… Milletvekilimiz Atilla Sertel Sertel ve eşi Ziynet Hanım ile yaklaşık 40 yıldır tanışırız. Bazen yılda bir, bazen ayda bir, bazen de haftada bir ailecek birlikte olur, eski günleri yad ederiz. Geçtiğimiz akşam yine beraberdik. Sertel sohbetimiz sırasında, "Karabulut, ön seçim olmaz ise tekrar aday olmayacağım” dedi.Bana göre ilginç bir çıkıştı, çünkü genç, siyasi geleceği parlak bir milletvekili, seçimlere üç yıla yakın bir süre varken böylesine kesin bir cümle kullanmazdı. Öncelikle belirteyim ki Sertel vekilimiz ile beraber olduğumuz zamanlarda kendisine gelen telefonlar nedeniyle bölük pörçük sohbet edebiliyoruz. Kendisini arayan her vatandaşa cevap veriyor, başkasıyla konuştuğu için cevap veremediklerine de hemen dönüş yapıyor. Herkesin derdine derman olmaya çalışıyor. Evet, Atilla vekilimi bu kararından dolayı içtenlikle kutluyorum. Çünkü bu davranışı ile genel merkezin, seçimler öncesinde, "Al ben bunu atadım sen de seçmek zorundasın” şeklinde tezahür eden ve parti tabanında karşılık bulmayan yaklaşımını içine sindiremediğini görüyor, aday olmama kararını saygı ve sevgiyle karşılıyorum. Ancak Atilla Sertel gibi 24 saat telefonu açık olan ve her vatandaşın derdine çare bulmaya çalışan bir vekile de genel merkezin kolay kolay ‘Çekil kenara’ diyemeyeceğini düşünüyorum.