Hangi Türk polisinin 170. yıldönümünü kutlamıyorum

Her meslek dalında olduğu gibi polis teşkilatında da o kutsal elbiseye layık olmayan, devlet ile vatandaş arasında terazi olamayan görevlilerimiz var. Bundan sonra da mutlaka böyleleri olacaktır.

Kimdir bunlar;

1. Amirine veya bir başka yetkiliye kızıp da öfkesini vatandaştan çıkarmaya çalışanlar…

2. O kutsal elbiseyi giydiğinde kendisine verilen yetkiyi aşan, yani devlet ile vatandaş arasında terazinin ölçüsünü kaçıranlar…

3. Görevi esnasında muhatap olduğu çocuk, genç veya yetişkinlere iyi davranmayan, onları kendi ailesinin fertleri gibi göremeyen, kendisini onların yerine koyamayanlar…

4.Vatandaşa güler yüzle yaklaşmayan, o kutsal elbiseyi giydiğinde toplumdan uzaklaşarak kendini Kaf Dağı’nın üzerinde görenler.

Biliyorum, güç durumda kaldığımız her anda, günün 24 saatinde yanımızda olan polis teşkilatının ve o üniformayı gerçekten hak eden polislerimizin işi çok zor. Vatandaş olarak her zaman bu teşkilatımızdan yardım istiyoruz. Onlar da zaman geçirmeden yanımızda oluyor. Onların içinde devletin sıcak yaklaşımını vatandaşa hissettirenlerin oranı yüzde 99’ları buluyor. Ama yüzde bir veya binde bir de olsa üniformalı çürük bir isim camiasının adını lekeleyebiliyor.

Ben bu yaşıma kadar adaletin temel unsurları olan polis, jandarma, savcı ve hakimlerimizin kanunları ellerinden geldiğince vatandaşın lehine kullandıklarına çok tanık oldum.

Bu ana unsurların en önemli basamaklarından olan Türk polis teşkilatımızın 170 kuruluş yıl dönümünü cani gönülden kutlarken;

aileleriyle, mesai arkadaşlarıyla, dost ve akrabalarıyla nice sağlıklı ve uzun yıllar geçirmelerine her zaman duacıyım…

Yukarıda anlatmaya çalıştığım 4 maddenin içerisinde kalanların ise sadece giydikleri o kutsal elbiselerinin yıldönümlerini kutluyorum.