25 Mart 2025, Salı Yeni Haber
Haber Girişi : 20.11.2010

Kiminle muhatap olacağım şimdi

Eyvah ki ne eyvah…
Şimdi karalar bağlayıp ağıtlar mı dökeyim… Eski zamanlardaki gibi çevremden parayla ağlayıcılar mı tutayım…

Bir muhterem kişi ‘bizi, özellikle de beni muhatap alamazmış…”

Sebep…
Savsaklanan bir işle ilgili soru sormak…

Öyle ya…
Vatandaş kim, yapılmayan bir işin takibini yapmak kim…
Bırak bir kova suyla yöneticilik oynasınlar. İstedikleri evrakı işleme koysunlar, istemedikleri evrakı koymasınlar. Karşılarında da ‘muhatap’ olmasın…

İsterler ki yatırımlara niçin engel olunduğu asla sorulmasın…

Tahsillerine, mürekkep yalamalarına, diplomalarına güvenerek hiç kimseye hesap vermesinler.
Hele hele ‘bulunmaz hint kumaşı gibi’ seçimle gelmiş biri ismin icazeti ile koltuk ve makam işgal etmişlerse vatandaşa tepeden bakması için başka sebebe de gerek yok…
O zaman vatandaşın, gazetecinin, oy veren seçmenin ne haddine soru sormak…

Bu zihniyete göre onlar gitsinler dut altı kahvelerinde pişti okey oynasınlar.
Öbür tarafta da işler istedikleri gibi yürüsün…

Vatandaşın o kentin bir sakini olması hiçbir şey ifade etmiyor. Öyle çok da meraklı olmasın…

Hiç kimseye bir şey sormasın.
Madem muhatap alınmıyor, madem muhatap olacağı bir başka adres de gösterilmiyor… O zaman otursun oturduğu yerde…

Sahi ya, yeri gelmişken.. Diyelim ki bir konuda soru soruyorum, karşıdan ‘muhatabım değilsin’ yanıtı alıyorum.   Kimle muhatap olmalıyım. İnsaniyet namına bir cevap…

Muhatap alınmak için okul arkadaşı mı olmalı, asker arkadaşı mı? Yoksa iş takipçisi bir yakın mı olmalı…
Hani vatandaşın yatırımın ertelenmesi konusunda dedikodu yaptığı,  sizin için, "Tabi ertelerim. O benim elimde… Benim yetki alanımda… Bu diyarda ben ne dersem o olur” diye söylentiler çıkardığı yakın bir firmanın elamanı mı olmalı…

Peki gazeteci olarak biz muhatap değiliz…

O zaman sizin muhatabınız kim…

Vekalet verdiğiniz birisi varsa bari gidip ona ‘muhatap’ olalım.
Ben ülkemi, ülkemin insanlarını çok severim ama küçük yerleşim alanlarını ve küçük yerleşim birimlerinde yaşayan insanları daha çok severim. Çünkü onlar birbirlerini hep tanır ve olanı biteni benim kadar merak eder…

Şehrin gelişmesi beni de o insanları da mutlu eder. İşte onun için merak ettiğimiz konuları sorarız hep…

Ben de, o insanlar da şehrin gelişmesi, insanlarının mutlu olması için çırpınırız. Şimdi yukarıda da cümle arasına sıkışan bir dedikodu var…

O ilçeye yapılacak yatırımı engellediğiniz biliniyor ya bu yatırım için bir firmanın bir yakınınız aracılığıyla size  "Şu anda maddi durumumuz çok iyi değil ama beş ay sonra maddi sorunlarımızı çözeceğiz. Yatırımı biz yapmak istiyoruz! Olayı beş ay sonraya erteletebilir misin” dediği iddiası var. Sizin de "Tabii ki ertelerim, o benim elimde! Benim yetki alanımda! Ben ne dersem bu diyarda o olur” şeklinde cevap verdiğiniz öne sürülüyor.

Elbette siz böyle bir olaya bulaşmamışsınızdır. Ama vatandaş bu… Ağzı çuval değil ki büzüp kapatalım.

Fakat meraklılar size gelseler, ‘muhatabım değilsiniz’ diyeceksiniz. O zaman bir muhatap gösterin de gidip ona soralım, vatandaşın ağzını da çuval gibi büzelim…

Başka türlü insanların ağzına torba takılmıyor ki…
Siz yine de bu asılsız dedikoduları yok edebilmek için muhatap olabileceğimiz bir ismin ipucunu verirseniz, biz de o isme sorup bu konuşulanların yalan olduğunu cümle âleme duyurmaya çalışız. Bu dedikoducu insanların ağızların payını da veririz.
Zaten başka konularda da dedikodu yapıyorlar…

Yakında onlar da patlayacak. En iyisi siz bir ‘muhatap’ gösterin de eğriyi doğruyu gidip ona soralım…
Cevabı cümle aleme duyuralım. Vatandaş da rahatlasın biz de rahatlayalım.
Siz de vatandaşa cevap verme zahmetinden, ‘muhatap olmaktan’ kurtulun..

Yorum