34,3591$% -0.02
36,5098€% -0.08
43,8114£% -0.06
2.879,29%0,25
4.878,00%0,10
3000411฿%0.70179
CHP seçmeni, İzmir 1. bölgeden yeniden milletvekili aday adayı olan Musa Çam’ı birinci sıraya oturttu ve tekrar milletvekili olmasının yolunu açtı.
Şimdi kendimize soralım.
CHP seçmeni bu kadar aday adayı arasından Musa Çam’ı niçin birinci sıraya oturttu?
Ben söyleyeyim. Halka en çok dokunan isim olduğu için. Musa Çam, seçim bölgesindeki ilçeleri ve ilçelerin halkını dini ve milli bayramlarda hiç yalnız bırakmadı. Ben Seferihisar’daki her bayramda, etkinlikte Musa Çamı’ı görür ve takdir ederdim. Çam, bayramlaşmadan sonra halkın arasına girer; yaşlı ile yaşlı, genç ile genç olurdu.
Yani geçtiğimiz dönemde bölgemizde birinci sıraya oturtularak seçimden sonra da yüzünü bir daha görmediğimiz, dahası seçim döneminde kerhen geldiği Seferihisar’da pazarcı esnafıyla tokalaştıktan sonra yanında gezdirdiği genç bir çocuktan istediği ıslak mendil ile elini silen bir hanımefendi gibi olmadı Musa Çam..
O hanımefendinin ismini yazmama gerek yok!
Çok merak ederseniz, ‘rahmetli kocasının hatırına iki dönem CHP seçmeninin bağrına bastığı hanımefendi’ desem, hepiniz kim olduğunu anlarsınız..
‘ÖN SEÇİM YAPILMAZSA ADAY OLMAYACAĞIM’ DEMİŞTİ:
Musa Çam, 3 yıl önce Seferihisar Kültürler Buluşması etkinliğine gelmişti. Belediyenin yanındaki çay ocağında çayımızı yudumlarken, “Önümüzdeki seçimlerde ön seçim yapılmazsa yeniden aday olmayacağım” cümlesini kullanmıştı.
Evet… Musa Çam siyasetle uğraşan tüm isimlere en iyi örnek olmalı…
Atilla Sertel’e gelince:
Halk, Atilla Sertel’i İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı, daha sonra Türkiye Gazeteciler Fedarasyonu Başkanı olduktan sonra tanıdı ve durmak, yorulmak bilmeyen mücadelesine tanık oldu.
Atilla Sertel, bu görevleri sırasında Türkiye’nin herhangi bir köşesinde herhangi bir gazeteciye saldırı yapıldığında veya gazeteci mağdur edildiğinde üşenmeden, yorulmadan oraya gitti ve mağdur gazeteciye sahip çıktı.
Yetmedi, Ergenekon ve Balyoz tertiplerinde kendilerine kurulan kumpas sonucunda Silivri’de mağdur edilen gazetecilerin yanına kaç kez giderek onlara moral verdi, bilemiyorum. Ama en az 20 kez gittiğini tahmin edebiliyorum..
Atilla Sertel, İzmir 2. bölgede üçüncü sırada yerini aldı. Birinci bölgeden aday olsaydı, eminim ikinci sırayı alacaktı.
Her iki isme de içtenlikle başarılar diliyorum. Dileğim, önümüzdeki dönemde de aynı performası gösterirler..
BİR ANIMI ANLATAYIM:
Rahmetli Cumhur Gürüz, 1980 darbesinden sonra Seferihisar Belediye Başkanlığı görevine atanmış, ilk yerel seçimde de seçilerek yeniden belediye başkanı olmuştu. Seferihisar’da iyi işler yaptı ama giderek halkla teması zayıfladı,
vatandaştan uzaklaştı. Durumu görünce kendisine, “Bu davranışınız yanlıştır. Siz ilçeye ne hizmet yaparsanız yapın, bunlar sizin tekrar başkan seçilmenize yetmez. Halkın içine girin, insanlara dokunun” dediğimde, ”Mustafa Bey, bu ilçeye çok hizmet yaptım. Halk bunları bilir. Yeniden kazanacağım kesin” yanıtını almıştım.
İşte o seçimlerde Etem Çalış 6 bin seçmenli Seferihisar’da Gürüz’e 1550 oy fark atarak belediye başkanlığına seçilmişti..
Daha sonraki başkanlar da aynıydı. Hepsi yaptıkları hizmete güvendi. Hepsi de sonraki seçimlerde koltuklarını başka isimlere kaptırdı.
İsmini hiç unutamadığım bir Haldun Ertok vardı. Özdere Belediye Başkanı… Bu isim, her fırsatta halkın arasına girer, hemşerilerinin halini, hatırını sorardı.
Hatırlatmamda fayda var. Bu isim kaç kez belediye başkanlığına seçildi biliyor musunuz?
Tam 5 kez…
Halk ile iletişimi ve dokunmayı kesen bir siyasetçi, her zaman kaybetmeye mahkumdur.
Son cümlem:
Şimdi aklınıza gelebilir ve dersiniz ki, “Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer halkın içine giriyor mu?..”
Tunç Soyer, her sabah saat 08.15’te makamına oturur, günde bazen 40, bazen 60 vatandaşın derdini dinler. Bu da yetmez, lavaboya gidip gelirken bile koridorda üç beş kişiyi dinleyip onların dertlerine çare bulmaya çalışır.
En önemli meziyeti nedir biliyor musunuz?
Telefonu 24 saat açıktır. O anda cevap veremese bile ilk fırsatta arayan isme mutlaka dönüş yapar ve sorununa derman olmaya çalışır. En önemli ikinci meziyeti de telefonunu hiçbir zaman ikinci bir kişinin açmamasıdır. Aradığınızda telefonun ucundaki ses bizzat Tunç Soyer’in sesidir… Bu durum hiçbir zaman değişmez.
Yani vatandaşla her zaman içli dışlıdır. Sanırım bu kısa açıklamalar, aklınıza gelen soruya yeterli yanıt olabilir…
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.