Sevgili okurlarım. Üç ay önce sağ dizimin altında oluşan hafif bir ağrı nedeniyle hekimlere koştum. Doktorların verdiği farklı ilaçlar yüzünden midir bilemiyorum, gözlerim özellikle öğleden sonraları çift görmeye başladı. Bir sabah torunum Ekin’in, kullandığım 10 civarındaki ilacı görünce; "Büyükbaba, ne kadar renkli ve ne kadar güzel ilaçlar bunlar!..” cümlesinden sonra kendime geldim.KENDİME İZİN VERDİMBir dostumun, "Abi, denize gir ve denizin içinde gözlerini aç ki tuzlu su görsün gözlerin” uyarısının ardından kendime izin verdim. Bilgisayarımı kapattım, ofisimden uzaklaştım. Eşim Fatma ve sevgili torunum Ekin ile birlikte Yunan adası Samos’un yolunu tuttuk.İzne çıkarken Ekin’in rengârenk dediği ilaçların hepsini evde bıraktım. Bir hafta süreyle de hiçbir ilaç kullanmadım.Tatilimin yedinci günümde gözümdeki çift görme rahatsızlığım önemli ölçüde geçti. Ne olur olmaz diyerek sadece tansiyon ilacımı kullanmaya başladım. Şu anda sağlığım son derece iyi…Eski günlerimdeki gibi gözümde ve dizimde herhangi bir sorun kalmadı. Ancak yine de haliyle yaşımız itibariyle kendimize bakmaya ve baktırmaya devam edeceğiz. Sizlerden de ricam sağlığınızı önemsemenizdir.‘’KARABULUT’U BAĞLADIK!’’Samos’ta çok güzel geçen 9 günün ardından Seferihisar’a döndük… Malum olacağı üzere iş ve siyaset âleminin içine dip daldım.Önceki gün, sözüne önem verdiğim bir arkadaşım, bir arkadaş sohbetinde; "Karabulut, belediyede başkanına yakın olduğunu iddia eden, yeni işbaşı yapan iki genç, senin için, ’Biz Karabulut’u bağladık! Bundan böyle bizim aleyhimize yazı yazmaz’ diyorlar… Haberin var mı?’’ diye uyarıda bulundu.Eskiler, "Ateş olmayan yerden duman tütmez” derler ya!.. Demek ki Belediye Başkanı İsmail Yetişkin’in çevresinde bulunan bazı gençler, Başkan Yetişkin ile dostluğumuzdan dolayı bu kanıya varmış olacaklar ki, bu tip ipe sapa gelmez sözler kullanmaya başlamışlar.Bakın gençler…Yaşlarınız itibariyle beni henüz tanımadığınızı düşünüyorum.Benim için öncelik Seferihisar ve Seferihisar’a düzgün hizmettir. Bu anlayış doğrultusunda da ilçedeki kamu kurumlarının en tepedeki yöneticileriyle de en alttaki çalışanları ile her fırsatta görüşürüm. Siyaset mekanizmasının en altından en üstüne kadar da her isimle ve her makam sahibiyle sohbet eder, fikirlerini alır, isterse fikrimi söylerim.Sonra da görüşlerimi kamuoyuna açıklarım. Ancak bunlar bazen ilaç, bazen zehir olabilir. Ben sonucun ilaç mı zehir mi olacağına bakarım.Belediye yönetime 6 ay süre verdik.. Bu altı ayın sonunda belediye yönetiminin çabasına, iyi niyetine ve eforuna bakıp ilk değerlendirmelerimizi yapacağız.Gazeteci ve yazar olarak, elbette çok fazla yaptırım gücümüz yok… Ama bu da ‘iğnesiz arı’ olduğumuz anlamına gelmez. Sakın ola ki; ‘’Köpeksiz köyde değneksiz gezer, istediğimizi yapar, belediye olanaklarını kendi çıkarlarımız kullanırız’’ gibi bir yanlışlığı içine düşmeyin…Sonra iğnesiz arı mı iğneli arı mı olduğumu çok iyi anlarsınız…Bu arada bir konuyu dile getireyim!Kısa adı SEGADE olan Seferihisar Gazeteciler Derneği’ni resmen kurduk. Pırıl pırıl ve gelecek vaat eden genç üyelerimiz ile Seferihisar’ın yarınlara en iyi şekilde taşınması için el birliği ile çaba göstereceğiz. Tüm dernek üyelerimiz ile önceki gün yaptığımız kısa toplantıda da aynı fikirlerde mutabakata vardık.Kısacası; şimdilik bulutların üzerinde gezenler; Mustafa Karabulut’u bağlayamayacakları gibi derneğimizin herhangi bir üyesini de bağlayamayacaklarını iyi bilsin.Son cümlem.Belediye yönetimine yakın bazı gençlerin, "Biz Karabulut’u bağladık aleyhimize yazı yazmayacak” cümlesini Seferihisarlı hemşerilerim zerre kadar dikkate almazlar. Gazetecilikte 41 yılını geride bırakmış Mustafa Karabulut’u bağlayacak ip henüz imal edilmedi.Siz gençlere tavsiyem, kendinizden büyük işlere karışmayın! Belediye yönetimine hizmet edecekseniz; kendinizi başkanın üstünde başkan, gibi görmeyin ve haddinizi bilin. Aksi takdirde sizleri isim isim öyle bir teşhir ederim ki; kendinizde insan içine çıkacak güç bulamazsınız.Bu ilk ve son ihtarımdır…