Yıllardır Seferihisar’da özlediğim bir tablo vardı!Seferihisar ve Seferihisar’da yaşayan, çalışan kitleden, iş adamlarına, turizm sektöründen siyasetçilere kadar tüm kurumların el ele verip bu ilçe için "Ne yapabiliriz?” hedefiyle ortak hareketleriydi hayalim…Sadece Seferihisar’da değil dünyanın dört köşesinde toplumların bir hedefi, bir ortak hareket noktası olmalı değil mi zaten? İleri toplumlarda ortak hareket noktalarının fazlalığı ve başarısı değil mi zaten yaşam standartlarını yukarılara çeken?Kişisel hedeflerimiz var ve onları biliriz…Bazılarımız çocuklarına, torunlarına iyi bir gelecek sunmaya adar kendisini… Bu yeterlidir onun için. Bazılarımız siyasette başarı ve yükselmenin peşindedir. Bazıları yeni yatırımları hayal eder… Neticede, bir varış noktası ve o noktaya uzanan bir yol belirlenmiştir. Beklentiler bir dilim ekmekten, ulaşılması zorlu hedeflere uzanır. Ve galiba insanları diri tutan da bu mücadele.Ama kişisel hedefiniz büyük ya da küçük olsun; yaşadığınız toplumun da içindesiniz ve o toplumun hedefleri de sizi ilgilendiriyor. Toplumsal hedeflerde rol almak, yaşadığınız çevreye hizmet etmek, ayrı ve önemli bir misyon. İşte bireyleri toplumsal hedeflere katkı veren ve misyona katılan ülkeler, şehirler, ilçeler başarıyı yakalıyor. Ayrıntı burada gizli.Mesela; Toplumsal misyona bireyler tümüyle katıldığında, şu Seferihisar’da yaşanan iki olay olmazdı…İstanbul’dan Seferihisar gelen misafir on dakikalığına aracını park edip alış verişini tamamladıktan sonra Akarca bölgesinde bulunan dostunun yanına gidecek. Aracını park ettiği anda görevli başına dikiliyor."Beyefendi otopark parası şu kadar ve peşin alıyoruz!”Misafir hemen çıkacağını, bir iki parça bir şey alacağını söylemesine rağmen, belediye görevlisi, “Belediyenin paraya ihtiyacı var, olmaz” deyince ve ısrarla parayı isteyince, adam çıkarıp ücreti ödüyor. Diyeceksiniz ki; ne var bunda? Çok şey var!Birincisi Seferihisar Belediyesi bir vatandaşı iki dakikalığına idare etmeyecek kadar katı değil. Yaratılan algı kötü. Görevli, pekala bir iki dakika misafir aracı orada bekletebilirdi. Aynı durum trafikler için de geçerli, yol akışını engellemeyen kısa duruşlarda biraz esnek olmalı.Bu kişilerin bireysel inisiyatiflerini kullanma alışkanlığıdır. Ve özgüveni olan herkesin bunu denemesi gerek! Polis görevlisinin, belediye görevlisinin sevimli ve sempatik yaklaşımı, kurumların sevilmesini ve saygınlığını artırır.Mesela şu olaya bakın: Tanınmış bir avukat hanım, Seferihisar belediyesinde müvekkillerinin emlak beyanını verecek. 7 mirasçıya ait beyan belgeleri görevli tarafından veriliyor ve "Bunların tanesi 10 lira” deniyor. Avukat bayan "Tamam da bu belgeler Konak Belediyesinde 3 TL Karabağlar belediyesinde 5 TL niçin burada 10 TL” diye itiraz edecek oluyor!Görevlinin verdiği cevaba bakınız; “Burası Seferihisar”Yani, kadıncağız nerede olduğunu sanki bilmiyor! Ne olmuş Seferihisar ise?Görevliden beklenen “Efendim böyle koymuşlar fiyatları size bir çay ikram edelim” gibi bir davranış değil midir? Hem parayı alırsın, hem gönül kırmazsın! İnsana da “Bir daha bu ilçeye gelmek bile istemiyorum” dedirtmezsin!GELELİM ASIL KONUMUZA!Almanya’nın Köln eyaletinde yaşayan Müslim Çetin isimli bir Türk vatandaşı, bir psikoloğa gidiyor. Psikoloğun ismi Yücel Kostatz... Müslim Bey, görüşme sırasında Yücel Hanım‘a “Emekliliğim ve sağlığım için Ege’de bir yerde mülk edinmek istiyorum ne dersiniz?” diye fikir soruyor!Yücel Hanım daha önce Seferihisar’a gelmiş, ilçemizi gezmiş, güzel bir tatil yapmış, güzel anılar edinmiş meğer… “Aman” diyor… “Müslim Bey, tam sizlik bir yer biliyorum. Seferihisar! Ben geçtiğimiz yaz İzmir’in Seferihisar ilçesine gittim. Belediye Başkanı Tunç Soyer’i ve ailesini eskiden de tanırım. Çok medeni insanlar. İlçe yaşayanları cana yakın. Orası bir cennet…”Ve Bayan psikolog, bu ilçeyi ısrarla tavsiye ediyor. Öyle bir anlatıyor ki Müslim Bey, kesin kararını o anda veriyor.Müslim Çetin oğlu Engin Çetin ile birlikte kendilerini Seferihisar’da buluyor! Bakıyorlar, geziyorlar… Köl’e dönüyorlar ikinci kez 12 arkadaşı ve akrabalarıyla birlikte ilçemize akın ediyorlar. Arsalar alınıyor, hayaller ve hedefler konuyor. Müslim Bey ile birlikte bir çok kişi Seferihisarlı olma yolunda büyük bir adım atıyorlar.BELEDİYE BAŞKANI TUNÇ SOYER VE HAMİT NİŞANCI’YI ZİYARET. Şimdi ayrıntılara bakalım…Seferihisarlı olan 12 kişilik Köln heyeti iktidar partisinin ilçe Başkanı Hamit Nişancı’yı ziyaret ediyorlar. Ardından da Belediye Başkanı Tunç Soyer’i.Hamit Nişancı’dan ilçe ve yaşayanları hakkında bilgi alıyorlar. Nişancı onlara buranın nasıl medeni bir ilçe olduğunu anlatıyor. Grup oradan memnun ayrılıyor.Tunç Soyer de hemen hemen aynı övgülerle onları aydınlatıyor. Yıllardır bu ilçenin gelişmesi için yapılan mücadeleleri anlatıyor. İnsanlarının dost canlısı olduğu vurgusunu yapıyor. Coğrafya hakkında geniş bilgiler veriyor!Grup Seferihisar’dan yaptıkları girişimin doğruluğunu teyit etmiş olarak ayrılıyor. Şimdi, Seferihisar’ın Köln kentinde onlarca gönüllü elçisi var!Onlar bu ilçede yaşadıklarını anlatacaklar, buraya insanların gelmesini sağlayacaklar… Hamit Nişancı, Tunç Soyer, davranışları toplumsal misyona bireylerin nasıl katılması gerektiğine örnektir. Kıssadan hisse isterseniz;“Tatlı dil” ve “güler yüz“dür öne çıkan. SONUÇ! Seferihisar’ın tüm yaşayanlarının misyonudur bu ilçeye katkı vermek. Otopark görevlisi, geleni azarlarsa, restoranlar kazıklarsa, marketçisi, bayat mal kakalarsa, sanatkarı, verdiği sözü tutmazsa, Seferihisar gelişemez.Ama herkes görevini yaparsa, bundan hem ekonomik, hem kültürel hem de sosyal olarak fayda görecek olan Seferihisar halkıdır. Esnafıdır, işadamıdır, siyasetçisidir.