O gün Ankara’da idim. Yine bir pazar günüydü ve Ankara’da her taraf bembeyaz karın altında bir gün geçiriyordu. Akay Caddesi’nde kaldığım otelin lobisinde saat 16.00 sıralarında dostlarımız ile sohbet ederken masamıza çay servisi yapan garsondan öğrenmiştik acı haberi… Yaklaşık bir saat sonra taksiye binip sonradan isminin Karlı Sokak olduğunu öğrendiğimiz bölgeye gelmiştik. Emniyet görevlileri etten duvar örmüştü ve olay yerine hiç kimseyi yaklaştırmıyordu.İşte bu anı yaşayalı tam 17 yıl oldu. Yıllar ne çabuk gelip geçiyor insan yaşamında..Uğur Mumcu ile aynı gün katledilmişti bir başka halk sevdalısı daha… Uğur Mumcu katliamının üzerinden 8 yıl geçmiş, 24 Ocak 2001 tarihinde ajanslara acı bir haber daha düşmüştü. Diyarbakır’ı en az bir Diyarbakırlı kadar seven ve halkını kazanmak için mücadele eden Diyarbakır Emniyet Müdürü Ali Gaffar Okkan hain bir saldırı sonucu şehit edilmişti.Mücadelesi birilerini rahatsız etmiş olacak ki fazla dayanamadılar. Diyarbakır halkının devletiyle barışmasına müsaade etmediler. İbretlik bir suikast işlediler. Hüzünlü bulutlar Uğur Mumcu’dan sonra şimdi O’na yoldaşlık edecekti Ali Gaffar Okkan’a…Tarihin gördüğü en büyük emniyet müdürüne…Biz bu günü unutmayacağız. Sadece klişe laflarla anmayacağız onları… Kalbimizdesiniz hikayelerini bir daha okumayacağız…Bıraktıklarına sahip çıkacak, yapmak istediklerini yapacak, kaldıkları yerden biz devam edeceğiz.Nasıl onların görevi halkı aydınlatmaksa, bizim de görevimiz onların yapmalarına müsaade edilmeyenleri yapmak olacaktır. Halk adına kendinden geçmektir. Mevki, makam, para, şan, şöhret peşine düşmeden, nice isimsiz kahramanlar gibi halk için çalışmaktır.“Bir kişiye yapılan haksızlık, bütün topluma karşı işlenmiş bir suçtur.” Bu bilinci paylaşmak ve bunun sorumluluğunu yerleştirmek zorundayız. Uygarca paylaşılan sorumluluk bilinci, özgürlüğün de, demokrasinin de tek güvencesidir. Bu güvence sağlanmadıkça, demokrasinin temeline tek bir taş bile konmuş olamaz. Unutmayalım ki “cesur bir kez, korkak bin kez ölür.” Önemli olan, insanın böyle bir toplumda “mezar taşı” gibi suskunluk simgesi olmamasıdır.Uğur Mumcu… Gaffar Okkan…Çetin Emeç ve diğerleri…Siz suskunluğun değil, isyanın simgesi oldunuz ve hala karanlıkta yolumuzu aydınlatan fenerlersiniz. Aziz hatıralarınızın önünde saygıyla eğiliyorum…